En sık görülen nörolojik hastalıkların başında gelen disleksi günümüzde çok sık duyduğumuz kavramlar arasında yer alıyor. Bu nedenle pek çok kişi tarafından merak ediliyor.

 

Disleksi Nedir?

Disleksi, okuma yazma fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesine neden olan nörolojik bir rahatsızlıktır. Genellikle de çocukların ilk okuma yazma öğrendiği zaman öğrenme hızı çocuğun başarısı ile ilgilidir. Çocuğun okuma yazma sırasında kelimeleri zihinde çözmesinde sorun yaşaması durumuna disleksi adı verilir. Disleksi az rastlanan bir durum olsa da halk arasında öğrenme güçlüğü olarak da bilinir. Ama halk arasında bilinenin aksine disleksi aslında öğrenme güçlüğü değildir. Disleksinin en doğru tanımlaması ise, öğrenme bozukluğudur. Bu durumun zeka geriliği ile hiçbir şekilde ilgisi yoktur.

Disleksi hastalığı görülen kişilerde yapılan araştırmalara göre dikkat çeken en belirgin özellik olarak ortaya çıkan iki durum vardır. Bunlar ise, konuşma farklılığı ve hafıza zayıflığıdır. Disleksi bir hastalık değildir. Disleksinin toplumda görülme sıklığı oldukça fazladır. Ama bu durumu yaşayan kişinin kendisinde bulunmasına rağmen farkında olmayan pek çok kişi bulunur. Disleksi hastalığının tespit edilebilmesi için anne babaların çocukların ilkokul dönemlerinde onu çok iyi takip etmesi ve okumada herhangi bir güçlük çektiğini görmesi halinde çok dikkatli olması gerekir. Toplum içerisinde disleksisi olan kişilerin tespit edilmesi çok zordur. Bu nedenle eğer ilkokul çağlarında teşhis konulmazsa daha sonrasında teşhis konulması da pek mümkün değildir.

Geçmiş zamanlardan günümüze disleksi hastası olmasına rağmen ismini tarihe yazdırmış olan pek çok dahi vardır. Albert Einstein, Thomas Edison, Walt Disney, Leonardo Da Vinci disleksi hastası alan dahiler arasında yer alır. Günümüzde de dünyanın en zengin insanlarından biri olan Bill Gates’inde disleksi hastalığı bulunur.

Disleksi konusunda bilinçli olmak çok önemlidir. Burada anne, babaların ve öğretmenlerin çok özenli ve dikkatli olması gerekir. Erken yaşta tanı konulduğu zaman yeterince verilen destek ve rehberlik yapılarak çocuklarda disleksinin etkilerinin önüne geçilebilir.

 

Disleksi Tedavisi

Disleksi hastalığı, hastanın hayatı boyunca sürecek olan bir durumdur. Bu nedenle tedaviden ziyade hastalığın yol açtığı sorunlarla ilgili alınabilecek önlemler ile gerçekleştirilecek olan tedavi planlanır. Çünkü diğer pek çok hastalıktan farklı olarak disleksi tedavisi herhangi bir ilaç ya da cerrahi işlem ile gerçekleştirilmez. Uygulanabilecek tedavi yöntemleri şunlardır;

-Hastalığın belirtilerinin anlaşılması ile başlanır. İlkokul dönemlerine denk geldiği zaman teşhis yapılır yapılmaz çocuk özel eğitime tabi tutulur.

-Çocukta herhangi bir zeka geriliği bulunmadığı İçin bireyselleştirilmiş olarak verilecek eğitim çocuğu rahatça akranları ile aynı seviyeye getirir.

-Disleksi hastası olan çocuğun zaman zaman terapiste de ihtiyacı olabilir.

-Dikkat eksikliği de disleksiye eşlik eden kişilerde dikkati artıracak ilaçlar kullanılabilir.

-Öğrenme güçlüğünü ortadan kaldıracak bir ilaç tedavisi bulunmuyor. Ama buna eşlik eden psikiyatrik bir hastalık (depresyon, kaygı bozukluğu vs.) varsa onların da tedavisinin yapılması önemlidir.

-Disleksinin şiddetine göre çocuklara sunulan eğitim desteğinin yoğunluğu ve süresi değişir. Hafif düzeydeki olgularda ise kısa süreli eğitim desteği bile yeterliyken; ağır hastalarda ise destek sürmesine rağmen çeşitli akademik zorluklar devam edebilir.

 

Öğrenme güçlüğü tedavisi özgül öğrenme güçlüklerinin alt dalı olan konuşma bozukluklarının da giderilmesinin amaçlandığı bir tedavidir.

Öğrenme bozukluğu tedavisi belirtileri ilkokul döneminde kesin olarak ortaya çıkar. Çünkü bu dönemde çocuk okuma yazma öğrenmeye başlar. Ama disleksiden dolayı normal öğrenmesi gerektiği şekilde öğrenemez, yazamaz ve okuyamaz. Bu çocuklar kendilerinde bir değişiklik olduğunu bilirler. Ama aile ve öğretmen tarafından daha fark edilmediği için bu durum onların kendisini soyutlama ihtiyacı hissetmesine yol açar. Disleksisi olan çocuklar sosyal ve duygusal yönden bağ kuramaz. Aynı zamanda bulundukları ortamla uygunluk da sağlayamaz.

Disleksiden dolayı bu çocuklarda çoğu zaman okul fobisi de görülür. Okul fobisine disleksi dışında diğer öğrenme güçlüklerinin ya da dikkat eksikliğinin de neden olduğu bilinmesi gerekir. Bu belirtiler genellikle aile tarafından değil de öğretmen tarafından fark edilir. Öğretmen bu durumda çocuğu belirli bir süre boyunca gözlemler ve bir sorun olduğu anlar. En yakın zaman içinde bu durumu çocuğun ailesi ile paylaşır. Aile konuyla ilgili bir uzmana danışır ve gerekli testler yapıldıktan sonra disleksi tanısı konulur. Tanıdan konulduktan sonra disleksinin neden kaynaklandığının tespit edilmesi gerekir. Disleksi nedeni ise, disleksi tedavisinin planlanmasını belirler.

 

Disleksi için Hangi Doktora Gidilmeli?

Disleksi tedavi edilebilir bir öğrenme bozukluğudur. Bu nedenle pek çok kişi disleksi için hangi doktora gidilmeli merak ediyor ve araştırılıyor. Disleksinin tedavisi için çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmanız gerekir. Disleksi hayat boyu süren bir bozukluğa verilen isimdir. Bu nedenle mutlaka tespit ve tedavi edilmesi gerekir. Disleksi net bir tedavisi bulunmayan öğrenme bozukluğudur. Ama çeşitli terapilerle ve çocuklara verilecek özel eğitimle rahatlıkla tedavi edilebilir. Disleksi tedavisinde eğitsel terapi yöntemi ile çocuğun tedavi edilmesi hedeflenir. Eğitsel terapi, beş duyu organının algılamasının geliştirilmesini sağlar. Dinleme, yazma, konuşma, okuma becerilerinin iyileştirilmesi ile geliştirilir.

Disleksi tedavisinde herhangi bir ilaç kullanımı yoktur. Fakat disleksi ile birlikte görülen diğer psikiyatrik hastalıkları da varsa bu hastalıkların tedavisi için ilaç kullanılması tavsiye edilebilir. Disleksi tedavisi, herkes için özel olarak planlanır. Disleksi tedavisi aile, terapist, öğretmen ve yakın çevrenin etkileşimi ile gerçekleştirildiği zaman daha etkili sonuçlar elde edilir. Bunun için açılmış olan disleksi tedavi merkezleri bulunuyor.

Disleksi tedavisi öğretmen, aile, terapist ve yakın çevrenin de etkileşimi ile gerçekleştirildiği zaman daha etkili sonuçlar elde edilir. Disleksi tedavisi uygulandığı zaman da disleksinin ortadan kalktığı görülür. Bu sayede kişilerin akademik hayatı sorunsuz bir şekilde ilerler ve sosyal hayata katılımı da sağlanır.

 

SAS Metodu

Nörolojik ve psikolojik bozukluklarda, sinir, stres ve duygusal problemler SAS Metodunun kişiler üzerinde pozitif etki yarattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dünya üzerinde birçok ülkede uygulanan SAS Metodu’nda kulaklıklar aracılığıyla ses, müzik ve hikaye tabanlı dinletiler, beynin iki tarafınında birbiri ile uyumlu bir biçimde çalışmasını sağlar. Bu sayede kişi bilişsel, duygusal, fiziksel olarak kendisini geliştirir. Beynin sağ ve sol hemisferinde sağlanan bu uyumlu çalışma kişilerin gerek okul gerek iş gerek gündelik yaşamlarında daha etkili ve başarılı bireyler olmasında yardımcı olur. Herhangi bir psikolojik veya nörolojik sorunda kişinin beyinsel fonksiyonlarını en etkili şekilde kullanılmasında SAS Metodu’nun oldukça büyük bir etkisi vardır. Çocuklarda ve büyüklerde güvenle kullanabileceğiniz SAS Metodu ile sizlere huzurlu ve başarılı günler dileriz. SAS Metodu herhangi bir tıbbi müdahale programı sunmaz, teşhis veya tedavi içermez. Herhangi bir tıbbi durum söz konusu olduğunda sağlık çalışanlarından profesyonel destek almalısınız.

İlginizi Çekebilir.

sipastik
Serebral Palsi

Günümüzde birbirinden farklı psikolojik ve ruhsal hastalıklar bulunmaktadır. Kalıtsal ve

down sendromu
Down Sendromu

Bebekte bulunan 21. kromozomun çiftinde artı bir tane kromozom bulunması