Down Sendromu

down sendromu

Bebekte bulunan 21. kromozomun çiftinde artı bir tane kromozom bulunması sebebi ile meydana gelen bir durum down sendromu olarak bilinir. Belirli nedeni olmasa da kendini gösteren belirtileri bulunmaktadır. Tedavi yöntemleri de hastalığın tipine göre farklılık gösterse de

Down sendromu 3 çeşit olarak görülen genetik bir durumdur. Karakteristik yüz görünümü, fiziksel büyümede gerilik, orta derece zihin geriliği olması gibi durumlar şeklinde meydana gelebilir. gebelik esnasında yapılan rutin testlerin sonucunda ya da doğum sırasında tespit edilebilmektedir. Nedenine bakıldığı zaman down sendromu nedir denildiğinde ise nedeni tam olarak tespit edilmemiştir. Bu farklılık, genetik olması ile birlikte tipik bir yüz şekli, düşük kas yoğunluğu, sarkık dil, ayak baş parmağı ile ikinci parmağın arasında oluşan genişlik, el arasında yarık olması gibi belirtiler olması ile kendini göstermektedir. Bu çocuklarda bunların yanı sıra doğumsal olan kalp hastalıklarını görmek de mümkündür.

Genel olarak hafif ve orta dereceli zihinsel engel meydana getiren bir durumdur. Down Sendromu olan bir çocuk doğumdan itibaren olan potansiyelini ortaya çıkaracak ve hayata hazırlayacak dikkatli bir desteğe ihtiyaç duymaktadır. Ailelerin ve Down Sendromlu çocuklar ile ilgilenen uzmanların olabildiğince erken bir zamanda bu desteği başlatması önemlidir. Bu desteğin devamlılığının sağlanması da oldukça önemli olan bir konudur. Takip ve tıbbi bir bakım ile iyileşe ortanı, aile eğitimi ve Down Sendromu çocukların sosyal çevrede kabul edilirlik oranında artış görülmüştür.

 

Down Sendromu Nedir?

 

Down Sendromu, temel üreme hücresinden 21. kromozom yumurta ya da sperm oluşma esnasında ayrılamaz. Bu sebeple çift kalır. Bunların sonucunda sperm ya da yumurta 23 olması gereken yerde 24 kromozom içermektedir. İnsanlar çoğunlukla 46 kromozom bulundurur. Down Sendromu olan çocuklar ya da yetişkinler toplamda 47 kromozom bulundurmaktadır.

Durum böyle olunca çeşitli farklılıklar da beraberinde gelir. Genetik yapıda bulunan bir farklılık sonucu meydana gelen Down Sendromu, nedeni kesin olarak bilinmeyen genetik faktörlü bir hastalık olarak bilinir. En çok görülen Down Sendromu şeklinde kalıtsal geçiş görülmemektedir. Farklı belirtiler ile kendini göstermektedir. Bu belirtiler bilişsel, fiziksel ve davranışlar belirtilere sebep olur. Down Sendromlu bebek doğduğu esnada gözler sık sık yukarıya çekik bir halde görülür. Ağız açıktır ve dil hafif dışarıda olabilmektedir. Fiziksel belirtileri şu şekilde sıralanabilir.

  1. Küçük ayak ya da eller,
  2. Avuç içlerinde bulunan tek enine çizgi olması,
  3. Yaşıtlarına göre daha kısa boylu olması,
  4. Zayıf kaslı olması,
  5. Ayaktaki parmakların mesafesi normale nazaran daha fazla olması olarak sıralanabilir. Görülen davranışsal ve bilişsel bazı belirtiler de vardır. Bu belirtiler de şu şekilde sıralanabilir:
  6. Yürüme ve emekleme becerisinde gecikme,
  7. Tuvalet eğitimini yaşıtlarına göre daha geç öğrenmesi,
  8. Uyku zorluğu çekmek,
  9. Dikkat sorunları yaşamak,
  10. Öfke nöbeti geçirmek ve daha inatçı olmak,
  11. Dil gelişimi ve konuşmada gecikme olması ya da zorluk yaşamak gibi belirtiler sıralanabilir.

 

Down Sendromu Tedavisi

Down Sendromu, tedavi isteyen bir hastalık olarak tanımlanmamalıdır. Çünkü Down Sendromu bir hastalık değildir, farklılıktır. Down Sendromu kişilerin sağlık sorunu ve gelişimi gibi durumlarının yakından takibini yapmak önemlidir. Erken çocukluk zamanında yapılan takiplerin sayesinde kişi hem etkin bir yaşam tarzına sahip olur hem de sağlıklı bir hayat sürmesine fayda sağlar. Ailelerin bu aşamada yapması gereken en önemli şey yıllık takibin düzenli bir şekilde yaptırması, sosyal hayata katılım ve eğitim hayatına alıştırmak gibi alışkanlıkları sağlaması olarak açıklanabilir. Bu sayede, hayatta olması gereken durumları yaşıtlarından daha geride izleyen ve diğer kişilerin onları farklı algılamasını aşmak zorunluluğu hisseden Down Sendromlu çocuklar, dolu bir hayat ve üretken bir kişi olarak hayata devam edebilir.

 

Down Sendromlu kişiler çocukluklarından itibaren iyi bir eğitim gördükleri takdirde kendilerine bakacak kadar kolay işleri yapma gücüne sahip olabilmektedirler. Tam olarak bir down sendromu tedavisi açıklanmasa da bazı tedavi süreçleri bulunmaktadır. Bu süreçler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Motor becerisi geliştirmek ve kasların daha güçlü bir hale gelmesi için fizik tedavi,
  2. Günlük yaşamda zor gelen işleri ve en kolay işlerin bile daha kolay hale gelmesi için meslek terapi olması,
  3. Doğum esnasında ya da doğumun sonrasında meydana gelebilecek herhangi bir sağlık sorunun takip edilmesi için branş uzmanların kontrolü,
  4. Konuşmanın gelişmesi için konuşma terapisi yapmak,
  5. Zihinsel ve motor becerisini, aşıların takibi, sağlık risklerini görmek için Çocuk Sağlığı Uzmanı takibi olması,

6. Down Sendromuna denk olan duygusal açıdan zorlukları yönetmek için ve bu duruma yardımcı olmak için davranışsal terapi uygulanması olarak sıralanabilir. İşitme problemi, kalp ile ilgili sorunlar, gözde meydana gelebilecek sorunlar, uyku apnesi durumu, ileriki yaşta ortaya çıkan Alzheimer riski, Tiroid sorunları ortaya çıkması, mide ve bağırsak ile ilgili sorunlar, Sosyal becerisi ve iletişim ile ilgili sorunlar Down Sendromlu bireylerde daha sık sık görülebilir. Bu sebepten dolayı branş hekimleri tarafından bu hastalıklara ait olan tedaviler gerçekleştirilmelidir. Down Sendromlu çocuklar duygusal açıdan daha problemli bir yapıya sahip olabilir. Onların duygusal sağlığını destekleyecek şeyleri yapmanın en iyi yolu, okulda, evde ve toplum içerisinde olan aktivitelerin mümkün olduğu kadar içinde olması gerekmektedir. Erken yaşlarda evin dışında olması, fiziksel aktiviteler ile iç içe olması, özellikle ergenlik dönemi sonrasında artış gösteren obezite açısından koruduğu görülmektedir.

 

SAS Metodu

Nörolojik ve psikolojik bozukluklarda, sinir, stres ve duygusal problemler SAS Metodunun kişiler üzerinde pozitif etki yarattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dünya üzerinde birçok ülkede uygulanan SAS Metodu’nda kulaklıklar aracılığıyla ses, müzik ve hikaye tabanlı dinletiler, beynin iki tarafınında birbiri ile uyumlu bir biçimde çalışmasını sağlar. Bu sayede kişi bilişsel, duygusal, fiziksel olarak kendisini geliştirir. Beynin sağ ve sol hemisferinde sağlanan bu uyumlu çalışma kişilerin gerek okul gerek iş gerek gündelik yaşamlarında daha etkili ve başarılı bireyler olmasında yardımcı olur. Herhangi bir psikolojik veya nörolojik sorunda kişinin beyinsel fonksiyonlarını en etkili şekilde kullanılmasında SAS Metodu’nun oldukça büyük bir etkisi vardır. Çocuklarda ve büyüklerde güvenle kullanabileceğiniz SAS Metodu ile sizlere huzurlu ve başarılı günler dileriz. SAS Metodu herhangi bir tıbbi müdahale programı sunmaz, teşhis veya tedavi içermez. Herhangi bir tıbbi durum söz konusu olduğunda sağlık çalışanlarından profesyonel destek almalısınız.

İlginizi Çekebilir.

sipastik
Serebral Palsi

Günümüzde birbirinden farklı psikolojik ve ruhsal hastalıklar bulunmaktadır. Kalıtsal ve